reklam

BAL NEDİR ? ARILAR NİÇİN BAL YAPAR ?

Yazar Youtube 22 Kasım 2015 Pazar 0 yorum



Bal, arıların çeşitli meyve ve tomurcuklarından aldıkları nektar maddesinin, arılardaki bal midesi organı tarafından invertaz enzimi işlemi sonucunda, nektar maddesinin kimyasal değişime uğramış halidir. Balın en önemli özelliği ise, aldığımız normal şeker sindirim sistemindeki değişimden sonra kana karışırken, bal da böyle bir işlem gerçekleşmemektedir. Bal direkt olarak çok hızlı bir şekilde kana karışabilen bir besindir.
    Balın yapısı, üretimin yapıldığı yörenin bitki örtüsü   ile üretimin yapıldığı zamana göre değişiklik göstermektedir. Ancak genel olarak balın yapısı  %80 civarı değişik şekerler,  %17 ‘lik kısmını  su   ve  geriye kalan  kısmını ise balı bal yapan , değerli kılan  fosfor, sodyum, magnezyum, demir, manganez,  alüminyum, sülfür, polen, gümüş, protein, albümin, dekstrin, nitrojen ve asitler oluşturur.


Arılar Niçin Bal Yaparlar ?

Bal arıları diğer arılardan farklı olarak kış aylarını koloni halinde geçirmektedir. Koloni kış aylarında yatmaz , salkım gibi küme oluşturarak sıcak ve aktif  kalmaya çalışırlar. Bunu yapabilmeleri için de önceden, yaz aylarında yeterli miktarda bal depo etmeleri gerekmektedir. Ortalama bir kovanın kışlık bal ihtiyacı 9-13 kilogram arasındadır.. Bal arılarının bal yapma kapasiteleri ise uygun yer bulabildiklerinde bundan çok daha fazladır. İşte arıcılığın felsefesinde de bu yatar. Sen arılara imkan sağla, onlar da hem kendileri hem de senin için bal üretsinler.Bunun için de önceden, yaz aylarında yeterli miktarda bal depo etmeleri gerekir. Ortalama bir kovanın kışlık bal ihtiyacı 9-13 kilogram kadardır. Bal arılarının bal yapma kapasiteleri ise uygun yer bulabildiklerinde çok daha fazladır. İşte arıcılığın felsefesinde de bu yatar. Arılara yer imkanı sağlandığında hem  kendileri hem de bizler için bal üretirler. Arılar genellikle kendilerine yetebilecek miktardan 2-3 kat fazla bal ürettiklerinden, bizler tarafından alınan fazlalık bal sorun teşkil etmez.  
       
    Bir bal arısı kolonisi bir Kraliçe Arı, birkaç yüz erkek arı ve 10 ila 80 bin arası işçi arıdan oluşur. İşçi arılar hemen hemen kovandaki bütün işleri üstlenmiştir. Doğdukları andan itibaren her arı görevini yerine getirmeye çalışır. İşçi arıların  gelişimleri ile orantılı olarak kovan içerisindeki yaptığı görevlerde değişmektedir. İlk olarak kovanın temizliği ile başlayarak, larvaların beslenmesi, balmumu yapma, yiyecek taşıma ve muhafızlık gibi görevler yapar. Sonra uçuş başlar, çiçekler ziyaret edilir, nektar, polen ve su toplanır. Arı kovanın temizliği arılar ve larvaların sağlıklı bir şekilde gelişmesi için çok önemlidir. Kovan içerisinde gereksiz olan her şeyi dışarı taşıyarak yada kovana dışarından gelen böcekleri öldürüp değişik bir madde ile kaplayarak mumyalama işlemi yaparlar. Burada bir şeye dikkat ederseniz arılar ölen bir canlının bozulacağını ve kendisine zarar vermesini engellemek için mumyalaması gerektiğini bilmektedir. Mumyama işlemi yapılırken arılar çok özel bir madde olan “propolis” denen maddeyi kullanır. Propolis hem kovanı güçlendirir hem de kovanı bakteri ve enfeksiyonlara karşı korur. Yani mumyalama için çok önemli ideal bir maddedir.
Peki arılar bu maddenin mumyalama için ideal bir madde olduğunu nereden bilmektedir ?

Bu konuda arıların bir bilgilerinin olmadığı çok açıktır. Arıların kendi kendilerine ne  ölen bir canlının bedeninin bozulacağını bilmelerine, ne  propolis gibi bir maddeden haberlerinin olmalarına nede mumyalama işlemi yapmaları gerektiğini bilmelerine imkan yoktur. Bütün bu işlemlerin bilgi ve akıl gerektirdiği, tesadüfen bulunamayacağı aşikardır. Ancak bu bilgiler arılara her şeyin yaratıcısı olan Allah (c.c) tarafından ilham edilmektedir.


      Arılar bal yapabilmek için yollarını güneşin pozisyonuna göre saptarlar. Ayrıca yer kürenin manyetik alanına karşı da hassastırlar. Gözleri polarize ışığa karşı o kadar hassastır ki çok kalın bir bulut tabakasının ardından gelen zayıf bir güneş ışığıyla bile yollarını bulabilmektedir. Arılar geceleri hareketsiz kalarak enerjisini ertesi gün yapacağı işler için biriktirirler. Arılar renklerin çoğunu görürler. Ultraviyole ışınlarına karşı da çok duyarlıdırlar. Ultraviyole ışınlarını çok yansıtan çiçekler onlara daha parlak görünür. Kırmızı rengi hiç ayırt edemezler. Dış görünüşü itibari ile arılar birbirlerine çok benzemektedir. Bu kadar benzer olmalarına rağmen kovana giren yabancı bir arı hemen diğer arılar tarafından tanınır ve kovandan dışarı atılır yada diğer arılar tarafından öldürülür.


Arılar nasıl birbirlerini nasıl tanır?


      Her kovanda bir kraliçe arı bulunmaktadır. Arıların birbirlerini kolaylıkla tanımaları o kovandaki kraliçe arının salgılamış olduğu bir madde sayesinde gerçekleşir. Kovandaki bütün arılar kraliçe arı dan almış oldukları madde sayesinde birbirlerine rahatlıkla tanırlar. Böylelikle kovan içerisinde kolonilerin güvenliği de sağlanmış olur. Arılar sadece Kolonilerine karşı bir tehdit oluştuğunda korumak için ve korkutuldukları zaman canlılara saldırmaktadır. Bu nedenle arı kovanlarına çok yaklaşmamanız ve el kol hareketleri yaparak onları korkutmamamız gerektiği önerilir.

        Arılar bir insanı soktuktan sonra genellikle ölürler, çünkü arı tarafından sokulan insan ani bir hareketle arıyı fırlatınca arının iğnesi ile beraber zehir torbası arıdan ayrılır ve soktuğu yerde kalır. Kalan bu zehir torbasındaki kaslar arıdan ayrılsalar bile zehri pompalamaya bir müddet devam eder. Bu yüzden arı tarafından sokulduğunuzda bir an önce iğneyi soktuğu yerden çıkarmakta yarar vardır. Ayrıca arı zehrine alerjisi olan bazı insanlar arı sokmalarına ağır tepkiler verebilir hatta ölümüne yol açabilir. Buna karşılık arı zehri bazı ağrılı hastalıklarda özellikle romatizmanın tedavisinde kullanılır.

Hiç yorum yok: