Kış mevsiminin ülkemizde kendini iyiden iyiye kendini hissettirdiği bugünlerde doğalgazın nasıl daha tasarruflu ve güvenli kullanabileceğine yönelik önerileri araştırıp derleyerek sizler için aktarmaya çalışacağım.Kış ayında ısınma sorunu özellikle bir çok aile için büyük bir problem haline dönüşür. En son yapılan zamlarla doğalgaz faturaları ağır bir yük haline geldi. Doğalgazı daha az nasıl tüketebiliriz?
Evlerdeki ısı kaybının büyük bir çoğunluğu yalıtımı olmayan binalardan kaynaklanmaktadır. Binanızın duvarlarına mantolama yaptırın. Bina yalıtımı yaptıranlar yüzde 40 tasarruf etmektedir.
Evinizin, pencere ve kapıların PVC doğrama ve çift cam yapılması da yüzde 15 tasarruf sağlamaktadır. Eğer bunu yapamıyorsanız, pencere ve kapılarınızın kenarlarını fitil yada sünger ile kapatabilirsiniz.
Bacalı cihaz kullanan doğalgaz tüketicileri yılda en az bir defa baca temizliği ve bakımı yaptırmalıdır. Bakımı yapılan baca, cihazın yanma verimini artırıp tasarruf sağlar. Ayrıca can ve mal emniyeti bakımından tehlike oluşturan baca gazı zehirlenmelerinin de önüne geçilmiş olur.
Doğalgazın tam olarak yakılabilmesi ve eksik yanmanın önüne geçilebilmesi için, yakıcı cihazın bulunduğu yerdeki havalandırma menfezlerinin kesinlikle kapatılmaması gerekir. Bu da tasarruf etmenizi sağlar.
Odanızın ısı verimliliği sağlamak için oda termostatı kullanmak ve oda termostatını her 1 derece daha düşük sıcaklığa ayarlamak yüzde 6 yakıt tasarrufu sağlamaktadır.
Odanızı kullanım amacına uygun farklı sıcaklıkta tutmak ve bunu da ısı ayarlamalı (termostatik) vana kullanarak yapmak önemli ölçüde ısı tasarruf sağlamaktadır.
Geceleri perdelerin örtülü olması tasarruf etmenizi sağlar. Fakat perdelerin radyatörlerin kapatmamasına dikkat ediniz.
Radyatörlerin önünü ve üzerini koltuk, eşya, saksı ve mobilyalarla kapatmamak gerekir. Bina yalıtımı yaptıramıyorsanız eğer radyatörlerin arkasına ısı yalıtım levhaları yerleştirerek önemli ölçüde ısı tasarrufu sağlayabilirsiniz.
Sıcak su kullanırken;
● Kombinizin sıcak su ayar düğmesi varsa 40-42°C’ye ayarlamak gerekir. Böylece suyu soğutmak için yeniden soğuk su kullanmaya gerek kalmaz.
● Evden uzun süre uzak kalacaksanız, cihazı pilot kullanımda tutmak yerine kapatmak yine tasarruf etmenizi sağlar.
● Bulaşık makinesinin tam dolu olarak çalıştırılması gerekir.
● Sıva üzerinden döşenmiş sıcak su borularını izole ettirmek doğalgazdan tasarruf etmenizi sağlamaktadır.
Ayrıca kombi alırken konutunuza uygun olmasına dikkat edin ve tercihiniz bacalı kombiler olsun. Servis hizmeti olan, TSE ve CE belgeleri olup olmadığını kontrol edin ve farklı markalarla karşılaştırma yapın. Isıdan verim almak için yüksek radyatör seçininz. Radyatörlerinizde ısıyı istediğiniz derecede tutan termostatik vana taktırmak tasarruf etmenizi sağlayacaktır.
Birçok bilim adamının ve tarihçinin ilgisini çeken piramitler 20 yılda yapılmıştır. Dünyanın yedi harikaları arasında olan Mısır Piramitleri, Mısır’ın çeşitli bölgelerinde fazlaca bulunmaktadır. Günümüzde piramitlerin nasıl ve niye yapıldığı hakkında çeşitli sorular olmasına rağmen kesin ve net bir cevaba ulaşılamamıştır. Genellikle piramitlerin Mısır’ da tanrısal bir anlam firavunların mezarı olmasıdır.
Piramit Nedir?
Piramit sözcüğü, Grekçe ’de “ates” anlamına gelen “piro” ile, “merkezde” anlamına gelen “amid” sözcüklerinden oluşur, yani “merkezdeki ateş” ve bu piramitlerin gerçekten de dünyanın merkezinde olduğu düşünülmektedir. Tabanı kare şeklinde olan ve köşelerinin tepe uç noktada birleşmesi ile oluşan geometrik şekildir. Piramitler mühendislik açısından son derece sağlam bir yapı sergilemektedir. Bu yapılar sadece Mısır’ a özgü olmayıp dünyanın başka yerlerinde, Orta ve Güney Amerika’da Mayalar, Aztekler ve İnkalar tarafından benzer yapı örnekleri bulunmaktadır. Ancak sayıca en çok Mısır’ da bulunduğundan ve burayla özdeşleştiğinden “Mısır Piramitleri” olarak anılmaktadır. Ehramlar olarak da bilinen Mısır piramitleri, dünyanın 7 harikası olarak bilinir ve eski ve orta krallık döneminde Mısır krallarının (Firavun) mezarları üstüne yapılmış büyük anıtsal yapılardır.
Piramitleri Kimler İnşa Etti?
Eskiden piramitlerin mısırlı köleler tarafından yapıldığı varsayılırdı ancak 1990 yılında bir turistin bindiği atın ayağı bir çukura düşer ve bu çukur gizemli bir mahzene açılır. Bu mahzenin piramit yapımındaki işçilerin ustabaşına ait mezar olduğu anlaşılır. Mezarın ihtişamlı ve duvarlarının işlemeli olması ve böylesine güzel bir mezarın işçi sınıfından birine yapılması, çalışanların köle olmadığını göstermektedir. Burada yapılan kazılarda 250’ den fazla farklı mezar daha bulunmuştur. Mezarların girişlerinde işçilerin hangi statüde olduğunu gösteren hiyeroglif yazılarda “mezar inşaatı denetçisi”, “mezar inşaatı denetçisi” gibi ifadeler bulunmuştur. Ayrıca bölgedeki iskeletler incelendiğinde omurganın inanılmaz bir yüke maruz kaldığı, buradaki taş taşıma işleminin nedenli zor olduğunu göstermektedir. Bölgede yaşayan binlerce işçinin emek ve özverisi ile piramitlerin yapımı tamamlanmıştır.
Piramitlerin en anlaşılmaz yönlerinden biride nasıl inşa edildiğidir. Devasa büyüklükteki ve hayranlık duyulan bir orantıya sahip olan bu yapılar, gizemini taşların suskunluğuna bırakmıştır. Günümüzde yapılan en seçkin binalarda bile birçok hatalar görülürken, 4500 yıl önce inşa edilen piramitlerdeki taşların 5151’ 14” eğimle dizilerek en ufak bir şaşmanın olmaması, zira binde bir oranında şaşması durumunda bile en tepe noktasının düzgün birleşmeyeceği gerçeği herkeste hayranlık ve merak uyandırıyordur. Nasıl yapıldığına dair birçok kuram bulunmaktadır. Bir kurama göre yapılan spiral bir rampaya çıkarılan taş bloklar üst üste konuluyor daha sonra rampa çamur kaplanıyor arkasından sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu. Bir kurama göre. Herodot' un yazdığına göre bu rampanın inşası sadece 10 yıl sürmüştür. Bir diğer kurama göre, daha önceden hazırlanan taş bloklar dev manivelalarla yardımı ile kaldırıldığını başka bir inanışa göre 100,000 işçi tarafından temelli kazılan yere tanesi iki tonluk iki milyon taş taşındığı (100,000 işçi tarafından elle) ve daha sonra üst üste dizildiğidir.Yüzeyin pürüzsüz olması için bir dış kaplama yapıldığı sanılmaktadır ancak güneş, klor, egzoz ve kum fırtınaları dış kaplamaları yıpratmıştır. Aslında Piramitlerin merdivenli değil, düz bir yüzey şeklinde inşa edildiği düşünülmektedir.
Tonlarca ağırlıktaki bu taş blokların nasıl taşındığı ise, kral odasına giden geniş yolda gizlidir. Burada karşı ağırlık mekanizması ile çalışan bir sistem bulunmaktaydı ve halatlarla birleştirilmiş olan bu terazi mekanizması sayesinde bloklar istenilen yüksekliğe kaldırılırdı.
Dünyadaki Önemli Piramitler :
· Keops Piramidi (145,75 m)
· Kefren Piramidi (143,56 m)
· Dahahur Bent Piramidi (104,85 m)
· Dahahur Snefru Piramidi (103,95 m)
· Maldum Snefru Piramidi (93,26 m)
· Mikerinos Piramidi (66,5 m)
· Sakkara Piramidi (63,17 m)
· Sakkara Pepi II.P. (52,55 m)
· Uxmal Tapınağı (Meksika)
· Teotehuacan (Meksika)
· Tiahuanaco (Bolivya )
· Dohan Tapınağı (Çin HalCumhuriyeti)
GİZE PİRAMİTLERi
Dünyanın en büyük piramitleri denildiğinde akla Gize piramitleri gelir. Bunlarla birlikte Mısır'da yüzlerce irili ufaklı piramit mevcuttur. Gize piramitlerini diğerlerinden ayıran farkların başında içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme ulaşmamış olmasıdır. Gize piramitleri tahmini olarak M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı zannedilmekte. Bunlar; Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleridir ve isimlerini aldıkları firavunlar tarafından yaptırılmıştır. Her üç piramitte de yağmalanmış oldukları için içlerindeki eşyaların çoğu kaybolmuştur.
KEOPS PİRAMİDİ
Günümüze kadar ulaşan Gize Platosunda bulunan bu piramitlerden en büyüğü ve en gizemli olan Keops Piramididir. Mısır'ın başkenti Kahire yakınındaki Nil Nehrinin batısındaki Giza Yaylasında bulunmaktadır. Keops Piramidinin yanında biraz daha küçük olan Kefren ve Mikorinos piramitleri bulunmaktadır. Ayrıca, içlerinde prenseslere ve firavunun en yakın yardımcılarına ait mumyaların bulunduğu beş piramit daha bulunmaktadır. Büyük Piramit de denen Keops Piramidi, M.Ö. 2800 yıllarına doğru hüküm süren Mısır'ın 4. Sülale devri hükümdarlarından Keops'un mezarıdır. İkinci büyük piramit, Keops'un kardeşi olan ve O öldükten sonra firavun olan Kefren'e aittir. Küçük piramit ise M.Ö. 2500'lü yıllarda hüküm süren Mikerinos'a aittir.
Keops piramidi 20 yıl içinde yaklaşık 150 metre ,yüksekliğe kadar kaldırılan her biri 2.5 ton ağırlığındaki 2.300.000 adet kireç taşı kullanılarak inşa edilmiştir. Toplam ağırlığı yaklaşık 5.5 milyon ton dur. Piramidin yüksekliği zamanla tepeden 10 metre kadar aşınmıştır.. Piramidin iç ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar yukarıda firavunun odası bulunmaktadır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir. Ayrıca Biri kraliçeye ait olmak üzere iki oda daha bulunmaktadır.
1954 yılında Keops piramidinin güney ucunda bir kubbe bulunmuş olup buradaki kalıntılar incelendiğinde Mısır Firavunu Keops’ a ait bir gemiye ait parçalar olduğu anlaşılmıştır. Yaklaşık 13 yıl süren yoğun bir çalışmadan sonra tamamı sedir ağacından yapılmış olan parçalar birleştirilerek müzede sergilenmektir.
Keops piramidi ile ilgili çeşitli matematiksel bulgular bulunmaktadır. Bunlar arasında; Keops piramidinin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımı yaklaşık olarak güneşle dünyamız arasındaki mesafeyi verdiği. (149.504.000km) , Piramitlerin üzerinden geçen meridyen karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor. Keops Piramidinin Taban çevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesinin pi=3.14 sayısını verdiği ortaya çıkıyor.
KEFREN PİRAMiDİ
Kefren Piramidi ya da Kafre Piramidi, Mısır'ın başkenti Kahire’nin Gize bölgesinde yer alan ikinci büyük piramittir. Keops piramitinden sonra Firavun Kefren’in oğlu Mikerinos’un yaptırdığı sanılmaktadır. Kefren piramidi'nin tapınağı daha fazla incelikle hazırlanmış olup piramidin iki girişi bulunmaktadır Piramit içersinde lahit bulunmaktadır ancak kitabeler bulunamamıştır.Gize
piramitlerinden İçi ziyaret edilebilen tek piramit olan Kefren piramidinin
mezar odasıdır.
MİKERİNOS PİRAMİDİ
Mikerinos Piramidi, Gize Piramitlerinin en küçük olanıdır. Piramit, Mikerinos öldükten sonra oğlu Shepseskaf tarafından bitirtilmiştir. Piramit 66,5 m yüksekliğindedir. Mikerinos'un, Kefren Piramidi ve Keops Piramidinden diğer bir farkı, defin odasının aşağı oda olmasıdır. Mikerinos (ya da Menkaura - ya da Latince: Mycerinus) Mısır'ın dördüncü hanedanı döneminde (M.Ö. 2620 - M.Ö. 2480) bir firavun idi. 3. ve Giza'nın en küçük piramidi de O'nun döneminde yapılmıştır.
Her üç piramit de yağmalanmış oldukları için içlerindeki eşyaların çoğu kaybolmuştur.
SFENKS
Gize platosunda Nil Nehri'nin batı kıyısında bulunan Büyük Gize Sfenksi'dir. Giza'daki üç büyük piramidin biraz doğusunda bulunan ve vadiyi bekleyen yönünü doğuya dikmiş yarı insan, yarı aslan bir heykeldir. Mısır sfenksi antik bir efsanevi yaratık olup gövdesi uzanan bir aslan ve kafası genellikle bir firavunun kafasının şeklini alır. Aslanlar güneş ile bağlantıları nedeniyle antik Mısırlılar tarafından kutsal hayvan sayılırlardı. Uzunluğu 73 metre, yüksekliği 20metre ve yüzünün genişliği 5 metredir. Pençelerinin arasında bir tapınak bulunmaktadır. Sfenks, doğan güneşi ve firavun için yeniden dirilişi temsil etmektedir. Yüzünün doğuya dönük oluşu, Güneş Tanrısı RA'yı her sabah doğar doğmaz görmesi içindir. Mısırı işgal eden Hikos’lar tarafından heykele büyük zararlar verilmiştir. Daha sonrasında ülkede düzenin sağlanması ile beraber dönemin tarafından yüz kısmı değiştirilerek firavunun sureti yaptırılmıştır.
Sfenks 14.yy da Memluk'lar tarafından top bataryalarına talim hedefi olarak kullanılmış ve ciddi biçimde zarar görmüştür.
GİZE PİRAMİTLERi
Günümüze kadar ulaşan Gize Platosunda bulunan bu piramitlerden en büyüğü ve en gizemli olan Keops Piramididir. Mısır'ın başkenti Kahire yakınındaki Nil Nehrinin batısındaki Giza Yaylasında bulunmaktadır. Keops Piramidinin yanında biraz daha küçük olan Kefren ve Mikorinos piramitleri bulunmaktadır. Ayrıca, içlerinde prenseslere ve firavunun en yakın yardımcılarına ait mumyaların bulunduğu beş piramit daha bulunmaktadır. Büyük Piramit de denen Keops Piramidi, M.Ö. 2800 yıllarına doğru hüküm süren Mısır'ın 4. Sülale devri hükümdarlarından Keops'un mezarıdır. İkinci büyük piramit, Keops'un kardeşi olan ve O öldükten sonra firavun olan Kefren'e aittir. Küçük piramit ise M.Ö. 2500'lü yıllarda hüküm süren Mikerinos'a aittir.
Keops piramidi 20 yıl içinde yaklaşık 150 metre ,yüksekliğe kadar kaldırılan her biri 2.5 ton ağırlığındaki 2.300.000 adet kireç taşı kullanılarak inşa edilmiştir. Toplam ağırlığı yaklaşık 5.5 milyon ton dur. Piramidin yüksekliği zamanla tepeden 10 metre kadar aşınmıştır.. Piramidin iç ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar yukarıda firavunun odası bulunmaktadır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir. Ayrıca Biri kraliçeye ait olmak üzere iki oda daha bulunmaktadır.
1954 yılında Keops piramidinin güney ucunda bir kubbe bulunmuş olup buradaki kalıntılar incelendiğinde Mısır Firavunu Keops’ a ait bir gemiye ait parçalar olduğu anlaşılmıştır. Yaklaşık 13 yıl süren yoğun bir çalışmadan sonra tamamı sedir ağacından yapılmış olan parçalar birleştirilerek müzede sergilenmektir.
Keops piramidi ile ilgili çeşitli matematiksel bulgular bulunmaktadır. Bunlar arasında; Keops piramidinin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımı yaklaşık olarak güneşle dünyamız arasındaki mesafeyi verdiği. (149.504.000km) , Piramitlerin üzerinden geçen meridyen karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor. Keops Piramidinin Taban çevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesinin pi=3.14 sayısını verdiği ortaya çıkıyor.
KEFREN PİRAMiDİ
Kefren Piramidi ya da Kafre Piramidi, Mısır'ın başkenti Kahire’nin Gize bölgesinde yer alan ikinci büyük piramittir. Keops piramitinden sonra Firavun Kefren’in oğlu Mikerinos’un yaptırdığı sanılmaktadır. Kefren piramidi'nin tapınağı daha fazla incelikle hazırlanmış olup piramidin iki girişi bulunmaktadır Piramit içersinde lahit bulunmaktadır ancak kitabeler bulunamamıştır.Gize
piramitlerinden İçi ziyaret edilebilen tek piramit olan Kefren piramidinin
mezar odasıdır.
MİKERİNOS PİRAMİDİ
Mikerinos Piramidi, Gize Piramitlerinin en küçük olanıdır. Piramit, Mikerinos öldükten sonra oğlu Shepseskaf tarafından bitirtilmiştir. Piramit 66,5 m yüksekliğindedir. Mikerinos'un, Kefren Piramidi ve Keops Piramidinden diğer bir farkı, defin odasının aşağı oda olmasıdır. Mikerinos (ya da Menkaura - ya da Latince: Mycerinus) Mısır'ın dördüncü hanedanı döneminde (M.Ö. 2620 - M.Ö. 2480) bir firavun idi. 3. ve Giza'nın en küçük piramidi de O'nun döneminde yapılmıştır.
Her üç piramit de yağmalanmış oldukları için içlerindeki eşyaların çoğu kaybolmuştur.
SFENKS
Gize platosunda Nil Nehri'nin batı kıyısında bulunan Büyük Gize Sfenksi'dir. Giza'daki üç büyük piramidin biraz doğusunda bulunan ve vadiyi bekleyen yönünü doğuya dikmiş yarı insan, yarı aslan bir heykeldir. Mısır sfenksi antik bir efsanevi yaratık olup gövdesi uzanan bir aslan ve kafası genellikle bir firavunun kafasının şeklini alır. Aslanlar güneş ile bağlantıları nedeniyle antik Mısırlılar tarafından kutsal hayvan sayılırlardı. Uzunluğu 73 metre, yüksekliği 20metre ve yüzünün genişliği 5 metredir. Pençelerinin arasında bir tapınak bulunmaktadır. Sfenks, doğan güneşi ve firavun için yeniden dirilişi temsil etmektedir. Yüzünün doğuya dönük oluşu, Güneş Tanrısı RA'yı her sabah doğar doğmaz görmesi içindir. Mısırı işgal eden Hikos’lar tarafından heykele büyük zararlar verilmiştir. Daha sonrasında ülkede düzenin sağlanması ile beraber dönemin tarafından yüz kısmı değiştirilerek firavunun sureti yaptırılmıştır.
Sfenks 14.yy da Memluk'lar tarafından top bataryalarına talim hedefi olarak kullanılmış ve ciddi biçimde zarar görmüştür.
Türkiye’ ye her yıl milyonlarca turist gelmekte olup bunlardan belli bir
kısmını Japon turistler oluşturmaktadır. Bu arada ben severim Japon turistleri
çalışkan, dürüst ve onurlu olurlar. Her gittiğiniz yerde bir grup Japon'un
ellerinde fotoğraf makinaları ile çekim yaptıklarını herkes görür. Aklınıza
gelebilecek hemen hemen her şeyin fotoğrafını çekerler. Hatta fotoğraf
çekeceğim diyerek acayip acayip pozisyonlara girerler.
Peki, bu Japonlar
gezerken niye sürekli fotoğraf çekerler? diye kendimize sorarız. Fotoğrafa olan
aşkından değil elbette. Sizler için Japonların fotoğrafa olan merakını
araştırdık. İşte karşımıza çıkan ilginç gerçekler. Her Japon yılda iki defa
yurt dışına çıkmak zorundadır. Evet yanlış okumadınız yılda iki defa yurt
dışına çıkmak zorundalar. Bu konuyu araştırırken bana da biraz ilginç gelmişti.
Daha ilginç olan ise turist olarak gittikleri yerlerde fotoğraf çekme
zorunluluklarının bulunmasıdır. Hatta Japon devleti tarafından sırf bu iş için
birim kurulmuştur. Milyonlarca Japon’un çektiği fotoğraflar kurulan bu birimde
incelenerek arşivlenmektedir. Hemen aklınıza Japonların casus oldukları
aklınıza gelmesin. Amaçları gittikleri yerlerdeki yerlerin giyim ve
kuşamlarını, cadde ve sokaklarını, alet ve edevatını, aklınıza gelebilecek her
şeyin fotoğrafını çekerek son trendleri takip ediyorlar ve kendi eksiklerini
giderip ona göre teknoloji üretiyorlarmış.
Japonların bu kadar çok fotoğraf
çekmeleri teknolojilerine de büyük katkı sağlamıştır. Günümüzde kullandığımız
birçok fotoğraf ve dijital kayıt cihazı Japonlara aittir. Örnek olarak Kodak,
Sony, Fuji, Olympos, Canon, Pentax, Konica ve daha birçok marka bulunmaktadır. Japonlar’ ın bu ilginç
fikirleri sayesinde teknoloji ve daha bir çok alanda ileride olmalarını
sağladığını düşünmekteyim.
Google Adsense Nedir ?
Bu makalemde sizlere Google
Adsense hesabının ne olduğunu, ne işe yaradığını ve Google Adsense ile nasıl
para kazanabileceğinizi anlatacağım. İnternet'ten para kazanma yöntemleri
arasında en güvenilir yöntem sayılan Google Adsense dünyanın en büyük arama
motoru olan Google’ın, reklam verenler ile internet sitesi sahiplerini
buluşturduğu reklamcılık programıdır. Günümüzde site sahiplerinin en büyük
gelir kaynağını bu yöntem oluşturmaktadır.
Neden Adsense Kullanmalıyım?
İnternet’ten para kazanma yöntemleri
arasında en güvenilir olarak kabul edilen Google Adsense dir. Çünkü arkasında en
güvenilir İnternet şirketi Google bulunmaktır. Hile yapmadığınız sürece
paranızı her ay düzenli olarak alırsınız. Büyük bir site olmadan reklam almanız
oldukça zor ancak günde 100 tekil ziyaretçiye sahip bir blogdan bile
para kazanabilirsiniz. Belirli bir kategoride yayın yapan küçük site sahipleri
için oldukça iyi bir sistem diyebiliriz.
Google Adsense’ ye Nasıl Üye Olurum ?
Adsense hesabı alabilmeniz
için ilk başta bir web sitenizin yada Youtube kanalınızın olması gerekiyor. Google
Adsense’ ye üye olmak ücretsiz olup,
üyelikte onay şartı aranmaktadır. Her web site sahibi yada Youtube kanalı olan kişi
bu sisteme üye olamamaktadır. Özellikle Google Adsense programına önceki
yıllarda daha rahat kayıt olunabilirken, şuan bu konuda daha sıkı
davranmaktadır. Başvurular yaklaşık olarak minimum 7 gün ile maksimum ise 21 gün
içerinde sonuçlanmaktadır. Ancak bu süreler Google Adsense yapılan başvuruların
yoğunluğuna göre değişebilmektedir. Şunu da belirtmek gerekirse günümüzde birçok
web site sahibi bu sistemi kullanmakta ve içlerinde oldukça iyi para kazanan
siteler bulunmaktadır.
Eğer sizlerde Google
Adsense Başvuru Adresi üyelik başvurusunda bulunmak istiyorsanız
bu linki GoogleAdsense başvuru linkini kullanabilirsiniz.
Hesaba ilk defa giriş yaptığınızda karşınıza vergi bilgilerini
içeren bir form çıkacaktır. Eğer ABD de yaşamıyorsanız “hayır” ı seçerek devam
ediniz. Bu durumda Google’a herhangi bir belge sunmanız gerekmeyecek olup
hesabınızdan vergi kesimi de yapılmayacaktır. Eğer ABD’de yaşıyorsanız “Evet” i
seçin ve sihirbazın sunacağı yönergeleri izleyiniz. Son adımda vermiş olduğunuz
vergi bilgileri IP adresinizle birlikte kaydediliyor ve gerektiğinde
kullanılmak üzere imza yerine geçiyor. Vergi bilgilerinizi girdikten sonra
hesabınız aktif hale gelecek ve sitenize reklam alabileceksiniz.
Adsense başvurumu neden kabul etmedi?
Adsense' ye üye
olmak için başvurdunuz fakat başvurunuz kabul edilmiyorsa bunun birçok sebebi
olabilir. Eğer web siteniz kalite yönergelerine veya içerik yönünden zengin
değilse başvurunuz kabul edilmeyebilir. Web sitenizin
adsense üyeliği için kabul edilmesini istiyorsanız siteniz kalite yönergelerine
uygun olmalı, sitenizin yasa dışı veya telif haklarına aykırı hiçbir içerik
barındırmaması ile ziyaretçilerin reklamlara tıklamak için teşvik edilmemesi
gerekiyor. Yani sitenizde kesinlikle ve kesinlikle “sitemize destek olmak için
reklamlara tıklayın” gibi bir not bulunmayınız. Google düzenli olarak
gerçekleştirdiği kontroller sırasında kurallarından birini ihlal ettiğiniz
tespit ederse uyarılıyorsunuz veya hesabınız kapanıyor.
Google Adsense Genellikle
;
- Özgün olmayan İnternet sayfalarına, kopya içerik bulunduran sitelere
- Sadece gelire yönelik İnternet sayfalarına
- Yasa dışı içerik bulunduran İnternet sayfalarına
- Spam sayfa dediğimiz sayfalara
- Yanıcı, patlayıcı maddeler hakkında içerik bulunduran İnternet sayfalarına sahip web sitelerinin başvurularını kabul etmemektedir.
- Sitenizde Telif haklarına, içerik kurallarına dikkat ediniz, Google Adsense ile Google kural ve şartlarını resmi sayfasından dikkatlice okumaya çalışınız. Ayrıca Sitenizde Gizlilik Koşulları, Kullanım Şartları ve Künye bölümünü mutlaka ziyaretçilerin görebileceği yerlere yerleştirin.
Google Adsense Ne İşe Yarar Ve Nasıl Çalışır?
Google adsense hesabı aldıktan sonra web sayfanıza Google reklamları alarak bu reklamlar üzerinden web sitenizin hitap ettiği kitleye göre ve sayfanızda bu reklamların tıklanma sayısına göre reklam geliri elde edebileceğiniz güzel bir reklam servisidir. Birçok webmaster günümüzde Google Adsense kullanarak para kazanma amacı gütmektedir. Google Adsense, web sitenizin içeriğini otomatik olarak tarar ve hedef kitlenize yönelik sitenizin içeriği ile ilgili reklamlar sunmaktadır. Bu reklamlar o kadar iyi eşleştirilir ki okuyucularınız onları gerçekten yararlı bulurlar. Örnek olarak arabalarla ilgili bir web siteniz var ise arabalar ile ilgili reklamları görürsünüz. Böylelikle sayfa içeriğiyle doğrudan alakalı bu reklamlar sayesinde daha çok kazanmış olursunuz. Adsense, web sitenizdeki ziyaretçilerin aradıkları konuların ilgi yerlerine o konu ile ilgili Google reklamlarını koyarak hem içerik sayfalarınızı zenginleştirir hem de web sitenizden para kazanmanızı sağlar.
Google Adsense ödemeleri nasıl oluyor ?
Adsense’den
ödeme alabilmeniz için öncelikle PIN kodu onaylaması yapmanız gerekmektedir.
Adresinize gönderilecek PIN numarasını, hesabınızda istenilen yere
girmelisiniz. PIN numaranız yaklaşık 4-6
hafta arasında daha önceden vermiş olduğunuz adrese gelmektedir. Eğer 4 hafta
içinde gelmez ise tekrar PIN isteyiniz. Unutmayın 3 kereye kadar hakkınız var.
Her birinde 4 hafta beklemek zorundasınız. Ödemeyi almak için Adsense
panelinizden hesabınıza giriş yaptıktan sonra sağ üstte bulunan çarktan
‘Ayarlar’ sekmesine tıklayın daha sol bölümde yer alan ‘Hesap Bilgilerim’
bölümüne geliniz. Burada banka bilgileriniz düzgün ve doğru girdikten sonra
hesabınızı onaylamalısınız. Onay işlemi esnasında hesabınıza küçük küçük bir
miktar para gönderiliyor. Bu banka hesabının aktif ve size ait olduğunu test
etmek amacıyla gönderiliyor. Gönderilen rakamı doğrulama kısmına girerek
hesabınızı onaylarsınız. Ayrıca ödemeler bölümündeki kişisel bilgilerinizi ve
adresinizi eksiksiz doldurmaya çalışınız.
Adsense, reklam gelirlerini yayıncılara aylık olarak yapmakta olup ödeme alabilmeniz için ödeme eşiğini geçmeniz gerekiyor. Bu eşiği geçene kadar kazancınız bir sonraki aya devrediyor. Kesinleşmiş kazançlar her ayın 21’inde belirlenmektedir. Her ayın 21 ile 26’sında da ödemeniz yapılmaktadır. Ödeme eşiği para birimine göre değişmektedir. Ayrıca Adsense panelinizde ‘Ödemeler’ menüsünden kesinleşmiş kazançlarınızı görüntüleyebilirsiniz.
Sitenize
eklemiş olduğunuz reklamlardan kazancımızın yüksel olmasını istiyorsak reklamlarımızı
sayfalara en iyi şekilde yerleştirmemiz gerekiyor. Reklamları ne kadar güzel
yerleştirirsek, o kadar çok tıklama olur. Sosyal paylaşım sitelerinde araştırma
yaptığınızda bununla ilgili birçok farklı yerleşim tavsiyesi göreceksiniz. Kısacası
ne kadar büyük reklam birimi seçerseniz o kadar çok görüntülenir ve o kadar da kazanırsınız. Ayrıca reklam boyutları da Adsense panelinde
‘önerilen’ şeklinde belirtilmiştir. Önerilen reklam birimleri, Adwords reklam verenleri
tarafından en çok tercih edilen birimlerdir. Sitenizde bu reklam birimleri
kullanırsanız daha yüksek kazanç olarak geri dönecektir.
Adsense Reklam performansınızı artırmanın yolları : |
2- Reklamların renklerini
seçerken, web sitenizin tasarımına uygun
renkler seçmeye çalışın. Bu sayede sitenizin içeriği gibi duran reklamlar hem
tıklanma oranınızı hem de kazancınızı artıracaktır.
3- Adsense reklam kodlarını içerik yönünden zengin metin tabanlı yazıların çok olduğu sayfalara koyunuz. İçerik yönünden zengin olmayan sayfalara koyduğunuz sayfalarda ise genel hizmet reklamları çıkacaktır.
3- Adsense reklam kodlarını içerik yönünden zengin metin tabanlı yazıların çok olduğu sayfalara koyunuz. İçerik yönünden zengin olmayan sayfalara koyduğunuz sayfalarda ise genel hizmet reklamları çıkacaktır.
4-Sitenize koymuş olduğunuz şifreli
sayfalar Google botlarınca taranamamaktadır. Bu yüzden böyle sayfalara
ekleyeceğiniz kodlarda sadece genel hizmet reklamları çıkacaktır.
Adsense
reklamlarınızı korumanız için dikkat etmeniz gerekenler !
- Sitenizde kesinlikle "Reklamları tıklayın", "bizi destekleyin", şeklinde ifadeler veya buna benzer bir ifade kullanmayın yani kullanıcıları Google reklamlarını tıklamaya yönlendirmeyiniz.
- Kullanıcılarınıza sitenizdeki reklamları tıklamalarını, arama yapmalarını veya üçüncü bir tarafa reklamlarınızı görüntüleme karşılığında herhangi bir vaatte bulunmamalısınız.
- Sitenizde grafik hileler yada çeşitle ok işaretlerini kullanarak kullanıcıların dikkatini reklamlara çekmemelisiniz
- Sitenizde yayınlanan reklamların yanına yanıltıcı resimler yerleştirmemelisiniz.
- Sitenizdeki reklamları istenmeyen toplu e-postalar ile yada başka web sitelerinde istenmeyen reklamlar yoluyla reklam görüntülemeye çalışmayınız.
- Sitenizde Google reklam birimlerinin üzerine kullanıcıları yanıltıcı etiketler yerleştiremeyiniz. Yani reklamlarınızı "Sponsorlu Bağlantılar" olarak etiketleyebilirsiniz, ancak "Favori Siteler" olarak etiketlemeyiniz.
· Sitenizin konusu ve içeriğe hitap ettiğimiz kitle geliyor mu? Siteniz bu konuda ne kadar başarılı?
· Sitenizin konusu nedir? Ele almış olduğunuz konu reklam vermeyi gerektirecek bir konu mu? Yani bu konuda reklam veren firma var mı?
· Siz reklam verenin yerinde olsaydınız kendi sitenize reklam verir miydiniz?
Bu konuda size yardımcı olacağını düşündüğüm bir araç önermek istiyorum. Google’ ın anahtar kelime analiz aracı web sitenizin Google nezdindeki ağırlığını, reklam veren rekabetini veya seçmiş olduğunuz konunun rekabetini aşağıdaki adresten ölçebilirsiniz.
Analiz aracı : https://adwords.google.com/o/KeywordTool
Sonuç Olarak; Google Adsense koca bir derya ve içine girdikçe bir sürü detay çıkıyor. Sizlere bildiğim, araştırmalar sonucu öğrendiğim her detayı anlatmaya çalıştım. Birçok sitede buna benzer yazılar bulabilirsiniz ancak bu kadar detaylı ve bilgi içerikli bir yazı kolay kolay bulamayacaksınız. Burada sizler için faydalı olabildiysem ne mutlu bana :)
Sizlerin de sormak istedikleriniz varsa, bilgim dahilinde elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
Bal, arıların çeşitli meyve ve tomurcuklarından aldıkları nektar maddesinin, arılardaki bal midesi organı tarafından invertaz enzimi işlemi sonucunda, nektar maddesinin kimyasal değişime uğramış halidir. Balın en önemli özelliği ise, aldığımız normal şeker sindirim sistemindeki değişimden sonra kana karışırken, bal da böyle bir işlem gerçekleşmemektedir. Bal direkt olarak çok hızlı bir şekilde kana karışabilen bir besindir.
Balın yapısı, üretimin yapıldığı yörenin bitki örtüsü ile üretimin yapıldığı zamana göre değişiklik göstermektedir. Ancak genel olarak balın yapısı %80 civarı değişik şekerler, %17 ‘lik kısmını su ve geriye kalan kısmını ise balı bal yapan , değerli kılan fosfor, sodyum, magnezyum, demir, manganez, alüminyum, sülfür, polen, gümüş, protein, albümin, dekstrin, nitrojen ve asitler oluşturur.
Arılar Niçin Bal Yaparlar ?
Bal arıları diğer arılardan farklı olarak kış aylarını koloni halinde geçirmektedir. Koloni kış aylarında yatmaz , salkım gibi küme oluşturarak sıcak ve aktif kalmaya çalışırlar. Bunu yapabilmeleri için de önceden, yaz aylarında yeterli miktarda bal depo etmeleri gerekmektedir. Ortalama bir kovanın kışlık bal ihtiyacı 9-13 kilogram arasındadır.. Bal arılarının bal yapma kapasiteleri ise uygun yer bulabildiklerinde bundan çok daha fazladır. İşte arıcılığın felsefesinde de bu yatar. Sen arılara imkan sağla, onlar da hem kendileri hem de senin için bal üretsinler.Bunun için de önceden, yaz aylarında yeterli miktarda bal depo etmeleri gerekir. Ortalama bir kovanın kışlık bal ihtiyacı 9-13 kilogram kadardır. Bal arılarının bal yapma kapasiteleri ise uygun yer bulabildiklerinde çok daha fazladır. İşte arıcılığın felsefesinde de bu yatar. Arılara yer imkanı sağlandığında hem kendileri hem de bizler için bal üretirler. Arılar genellikle kendilerine yetebilecek miktardan 2-3 kat fazla bal ürettiklerinden, bizler tarafından alınan fazlalık bal sorun teşkil etmez.
Peki arılar bu maddenin mumyalama için ideal bir madde olduğunu nereden bilmektedir ?
Bu konuda arıların bir bilgilerinin olmadığı çok açıktır. Arıların kendi kendilerine ne ölen bir canlının bedeninin bozulacağını bilmelerine, ne propolis gibi bir maddeden haberlerinin olmalarına nede mumyalama işlemi yapmaları gerektiğini bilmelerine imkan yoktur. Bütün bu işlemlerin bilgi ve akıl gerektirdiği, tesadüfen bulunamayacağı aşikardır. Ancak bu bilgiler arılara her şeyin yaratıcısı olan Allah (c.c) tarafından ilham edilmektedir.
Arılar bal yapabilmek için yollarını güneşin pozisyonuna göre saptarlar. Ayrıca yer kürenin manyetik alanına karşı da hassastırlar. Gözleri polarize ışığa karşı o kadar hassastır ki çok kalın bir bulut tabakasının ardından gelen zayıf bir güneş ışığıyla bile yollarını bulabilmektedir. Arılar geceleri hareketsiz kalarak enerjisini ertesi gün yapacağı işler için biriktirirler. Arılar renklerin çoğunu görürler. Ultraviyole ışınlarına karşı da çok duyarlıdırlar. Ultraviyole ışınlarını çok yansıtan çiçekler onlara daha parlak görünür. Kırmızı rengi hiç ayırt edemezler. Dış görünüşü itibari ile arılar birbirlerine çok benzemektedir. Bu kadar benzer olmalarına rağmen kovana giren yabancı bir arı hemen diğer arılar tarafından tanınır ve kovandan dışarı atılır yada diğer arılar tarafından öldürülür.
Arılar nasıl birbirlerini nasıl tanır?
Her kovanda bir kraliçe arı bulunmaktadır. Arıların birbirlerini kolaylıkla tanımaları o kovandaki kraliçe arının salgılamış olduğu bir madde sayesinde gerçekleşir. Kovandaki bütün arılar kraliçe arı dan almış oldukları madde sayesinde birbirlerine rahatlıkla tanırlar. Böylelikle kovan içerisinde kolonilerin güvenliği de sağlanmış olur. Arılar sadece Kolonilerine karşı bir tehdit oluştuğunda korumak için ve korkutuldukları zaman canlılara saldırmaktadır. Bu nedenle arı kovanlarına çok yaklaşmamanız ve el kol hareketleri yaparak onları korkutmamamız gerektiği önerilir.
Arılar bir insanı soktuktan sonra genellikle ölürler, çünkü arı tarafından sokulan insan ani bir hareketle arıyı fırlatınca arının iğnesi ile beraber zehir torbası arıdan ayrılır ve soktuğu yerde kalır. Kalan bu zehir torbasındaki kaslar arıdan ayrılsalar bile zehri pompalamaya bir müddet devam eder. Bu yüzden arı tarafından sokulduğunuzda bir an önce iğneyi soktuğu yerden çıkarmakta yarar vardır. Ayrıca arı zehrine alerjisi olan bazı insanlar arı sokmalarına ağır tepkiler verebilir hatta ölümüne yol açabilir. Buna karşılık arı zehri bazı ağrılı hastalıklarda özellikle romatizmanın tedavisinde kullanılır.
Bugünkü yazımda sizlere bir çok forum sitelerinde tartışma konusu olan blog yazarları için ve yeni blog yazanlar için faydalı olacağını düşündüğüm Bumerang Sistemini anlatmaya çalışacağım. Bumerang, Hürriyet Gazetesi bünyesinde kurulmuş olan blog ve web sitesi sahiplerini destekleyen bir network projesi olarak tanımlayabiliriz.
Bumerang üyesi olmak ne işime yarayacak?
Bünyesinde
bulunan web sitesi ve bloglara trafik akışı ile para kazandırmasının yanında
yapmış olduğu çeşitli etkinliklerle bloggerların sosyalleşmesini sağlamaktadır.
Yeni blog yazmaya başlayan arkadaşlar için faydalı olacağına inanıyorum. Üye
olduğunuz da sizin çıkarınız olacağı gibi Bumerang’ ında bu işten çıkarı
bulunmaktadır. Bumerang blogları bünyesine katarak oluşturmuş olduğu portföy
ile reklam platformu olan Bumads sayesinde pazarlama yapmaktadır. Bünyesindeki
bloglar ile sosyal medya üzerinde tanıtım yaparak belli bir ücret alıyor ve bunun
bir kısmını blog sahibine gönderiyor.Bumerang’ ın bizlere sunmuş olduğu dört
hizmeti bulunmaktadır.
Bu hizmetler;
Yazarkafe
: Bunlardan en bilineni Yazarkafe dir. Blog yazarları yazılarını Yazarkafe ‘de paylaşarak bu sistem sayesinde bloğunun trafik akışını yükseltecekleri gibi tanınırlıklarını da arttırabilirler. Bu sayede bloğunuzu ziyaret eden sayısında gözle görülür bir atış olacağını göreceksiniz. Yazarkafe'ye yazınızı yollayabilmeniz için Platin üye olmanız gerekiyor. Platin üyelik alabilmeniz için ise yazılarınızın kaliteli olmayı ayrıca blgonuzun güncel ve şık bir tasarıma sahip olması gerekmektedir.
Bumerang teklifleri: Bumerang bünyesindeki blogların kalitesine göre yayınlamanız için advertorial içerikler yani tanıtım yazıları gönderir. Bunlara Bumerang teklifleri denir. Bu gelen teklifleri blogunuzda yayınladığınızda karşılığında belli bir ücret alırsınız.
Hürriyet.com.tr
tanıtımları: Alexa verilerine göre Hurriyet.com.tr Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 6. sitesidir. Blogunuza ekleyeceğiniz Bumerang şablonları ile link paylaşımlarınız tıklanma oranına göre Hurriyet.com.tr’in belli sayfalarında blogunuzun gösterilmesini sağlayarak size ziyaretçi getirecektir.
Hürlist.com: Hürriyet.com.tr’ nin dizin hizmeti olan Hürlist.com’a bloğunuzu veya s itenizi ekleyerek yayınlanma ve arama motorlarında hem daha önde çıkma fırsatı yakalarsınız hem de trafik elde etmiş olursunuz. Ayrıca backlink kazanarak arama motoru performanslarını arttırabilirler.
Bumerang sistemine üyelik ücretsizdir. Ancak olabilmeniz için bir web sitenizin veya bloğunuzun olması gerekiyor. Üye olurken birinin referansını kullanarak üye olursanız hem sizin hesabınıza 20 TL , hemde size referans olan kişiye de 20 TL hediye veriliyor. Bumerang sistemine başvurduğunuzda başvurunuz 72 saat içinde incelenerek size geri dönüş yapılıyor. Bumerang’ da 3 farklı üyelik tipi bulunmaktadır. Bumerang tarafından sitenizin amacı, içeriği, tasarımı ve güncellik durumu değerlendirilerek 3 farklı üyelikten bir tanesi ile sisteme üye olursunuz.
Üyelik Türleri
1.Bronz Üyelik : Bumerang Sistemindeki en düşük üyelik tipidir. Genellikle blog yazmaya yeni başlayanlara verilen üyelik tipidir. Yukarıda belirttiğim hizmetlerden Hürlist servisini kullanabilirler. Ancak blog sahibi bloğunu içerik yönünden zenginleştirdiğinde tekrar başvurarak değerlendirme yapılmasını isteyebilir.
2. Altın Üyelik : Bumerang Sisteminin orta seviyeli üyeliği olup yukarıda yazdığım
hizmetlerden Yazarkafe dışında tümünden faydalanabilmektedirler.
3.
Platin Üyelik : Bumerang
Sisteminin en üst seviyeli üyelik tipidir. Bu üyelik
tipinde Bumerang sisteminin tüm özelliklerinden yararlanırsınız.
Platin üyelerin siteleri genellikle bol miktarda faydalı, ilgi çekici ve özgün
içerik barındıran, tasarımı düzgün, hurriyet.com.tr ve sitelerine link
paylaşımı ile şablonlarla yüksek miktarda trafik sağlayarak performansıyla öne
çıkmayı başaran sitelerdir.
Bumerang üyelik tiplerine göre size tekliflerde bulunur. Genellikle ücretli makale yayınlama olarak tekliflerde bulunan Bumerang ilk başlarda 1 TL lik tekliflerde bulunur. Eğer sizde bu anlattığımız önerileri yerine getirirseniz 1 TL lik teklifler yavaş yavaş 5-10 TL daha da ilerisi 30- 40 TL ye kadar çıkabilmektedir.
Üyeliğimi Nasıl Yükseltirim?
Blogumuzu hazırlarken içeriğinizin
faydalı, güncel, etiketlerin ve kategorilerinin düzgün olmasına dikkat
etmelisiniz. Blogunuz için;
Logo hazırlayın: Logo birçok sitenin olmazsa
olmazları arasındadır. Bumerang, logonun olup olmamasına özen gösterir. Çünkü
logo hem sitenizi güzel gösterir hem de bir ciddiyet sembolüdür.
Kategorilerinizi düzenleyin: Blogunuzun en basit
görünümü kategorilerden gözükmektedir. Farklı alanlarda kategoriler yerine;
aynı amaca hizmet eden kategorileri belirlemeniz yararınıza olacaktır.
Ayrıca Genel adında bir kategori oluşturmanız profesyonelliğe
aykırıdır.
Bağımsız yazılar yazmayın: Örneğin; yemek üzerine
yazılar yazdığınız blogunuzda; sebze ve meyvelerin faydalarını anlatmayın.
Sadece ilgi alanınıza ait yazılar hazırlamaya çalışın.
Yukarıdaki kriterlere dikkat
ederek, blogunuzu yeniden revize ettiğinizde; Platin üye olma şansınız olacaktır.
Reklam
Teklifi Nasıl Alırım ?
Bumerang sisteminde reklam için siz herhangi bir başvuruda bulunamıyorsunuz. Reklamlar sistem tarafından sitenizin durumuna göre size gönderilir. Eğer Altın veya Platin üyeliğiniz varsa reklam yayınlama hakkınız bulunmaktadır. Reklam vermek isteyen firma veya ajans, hangi bloglarda reklam vereceğini, blogların içeriklerine ve trafiklerine göre kendisi kararlaştırmaktadır.
Bumerang Ödeme Yapıyor Mu?
Bumerang size sunmuş olduğu teklifler ve kazanmış olduğunuz bonuslarla kazandığınız toplam miktar 50 TL’ye ulaştıktan sonra IBAN ile banka hesabınıza ödeme yapılmasını talep edebiliyorsunuz. Bakiyenizi Bumerang panelinizdeki "Tekliflerim" bölümünde Güncel Bakiye yazan yerden görebilirsiniz. Burada bilmeniz gereken bir konu bulunmakta o da bakiyeniz 50 TL’ ye ulaştığında paranızı hesabınıza aktarırken yasal zorunluluk olan %20 oranında stopaj kesintisi yapılmaktadır. Yani bakiyenizde gözüken miktarın %80’i gönderilecektir. Bunun dışında hiç bir problem yaşamadan ödemenizi alabiliyorsunuz.
Sonuç Olarak
Bumerang için önemli olan ürettiğiniz içeriğinizin ve okuyucuyla kurduğu etkileşimdir. Bumerang sistemi düzenli olarak Blogger etkinlikleri düzenlemektedir. Sosyal biriyseniz ve sosyalleşmeyi seviyorsanız bu etkinlikler tam size göre. Sosyal medya hesaplarını takip edenler yarışmalara katılıp hediyeler kazanma şansını da yakalamaktadır. Karar sizlerin.
Günümüzde İnternet hepimiz için birer ihtiyaç haline geldi. Hemen hemen İnterneti olmayan ev kalmadı. Bildiğiniz gibi İnternet ağına sahip olabilmeniz için önce koşul bir bilgisayar ya da bilgisayar fonksiyonu gösterebilecek bir cihaza ihtiyaç vardır. Ama bundan sonraki en gerekli donanım ise 'Modem' dir. Modeminizi kurabilmeniz için Telefon hattının bağlamış ve modemin çalışıyor olması gerekmektedir. Modeminizin bağlantılarını yaptıktan sonra ADSL lambası yanıp sönerek belli bir zaman sonra sabit olarak yanacaktır. Bu arada Kullanıcı adını ve şifresini girmediğimiz için internet ışığı yanmaz.
Modem Arayüzüne nasıl gireriz ?
Yeni almış olduğunuz bir modemi veya resetlenmiş bir modemi kurabilmemiz için ilk önce modem arayüzüne girmemiz gerekmektedir. Modeminizin kılavuzunda yazan İP numarasını internet tarayıcınızın adres çubuğuna yazmanız gerekir. Genelde Modem arayüzüne erişebilmek için 192.168.1.1 veya 192.168.2.1 İp adresini gireriz.
Resimde gördüğünüz gibi web tarayıcınızın adres çubuğuna yazarak modem arayüzünü açabilirsiniz. Bu arayüzü açtıktan sonra Kullanıcı Adınızı ve Şifrenizi İsteyecektir.
Yukarıdaki işlemleri yaptığınızda Modem arayüzüne gireceksiniz. Modeminizin tipine göre modem arayüzü değişiklik gösterebilmektedir. Bu görüntüde modem kullanıcı adı ve şifresidir. (Genellikle Kullanıcı Adı ve Şifre olarak modemle birlikte gelen kılavuzda ve modemin arka yüzünde bulunan WLAN yazan şifreyi girebilirsiniz.